top of page

Tiyatro Gazetesi Ocak 2023 Sayısı
Burhan Akçin ile Röportaj

Ümit ÇETİN

5 Oca 2023

Kocaeli Bölge Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Burhan AKÇİN’in tiyatro ile tanışması nasıl oldu?


Bu, gençlik yıllarımıza rastlayan bir hikaye. Biliyorsunuz ben Sarıkamışlıyım. İlk, orta ve lise tahsilimi Sarıkamış’ta yaptım. Ortaokul son sınıftayken şiirleri bana okutturuyorlardı, çok başarılıydım. 

Bir tiyatro kurmuş öğretmenler, adı da: Sarıkamış Gençlik Tiyatrosu. Kiliseden bozma bir sinema var. Belediye başkanı da o sinemayı onlara tahsis etmiş. O yıllarda Sarıkamış'ta üç sinema var. Düzenli olarak orada her ay matine suare iki tiyatro seans muhakkak oynuyor. Şehir dışından gelen tiyatroları saymıyorum. Tiyatro ile tanışma oyunum ilk olarak: Hababam Sınıfı Güdük Necmi.


Sobanın içine girecek bir çocuk arıyorlar Demirci Sefer Usta’nın oğlu Burhan’ı çağıralım. Beni tiyatro grubuna öğrenci oyuncu olarak dahil ediyorlar.  Girdik sobaya. Kopya sahnesi vardı, çok beğendiler. Ondan sonra da bana hep rol verdiler ta ki lise son sınıfa kadar. O gün bu gün tiyatro denilen sobanın içinde yanıyorum pişmek için.

Lise son sınıfta Aslan Asker Şvayk’a sıra geldi. Tiyatro Öğretmenimiz Zeki DEMİRCİ  “Şvayk’ı” Burhan’a oynatacağız dedi. Ankara’ya gittik teksi aldık.

Devlet Tiyatrosu’ndan emekli olmak isteyen İlyas Hoca, Cüneyt GÖKÇER’in bir kuşak üstünden. Turneye çıkmışlar, jübile turnesi. Sarıkamışa da uğradılar.  Hocalarımız otele yerleşiyorlar, ikinci gün oyun var. Afişi görüyorlar. Afişleri de elimizle yapmışız. Burada bir tiyatro var, izleyelim diyorlar. Geliyorlar, bizim oyunu izlemeye. Oyunda bakıyorlar ki, bir tane çocuk sahnede kendini parçalıyor. Hakikaten sınavda da öyle dediler. Kendini parçalıyordun, haydi şimdi de parçala görelim, nasıl bir oyuncusun sen? İlyas Hoca çok beğenmiş. İkinci gün sormuş, soruşturmuş, Babamın dükkanına geldiler. Ben de oradayım, ortalığı süpürüyorum, yardım ediyorum aynı zamanda iyi bir demirciyim, marangozum, nalbantım. Öküz arabaları, at arabaları imal ediyoruz. Esnaf çocuğuyum sonuçta,“Bu çocuğu filanca tarihte Ankara’ya gönder Usta.” Diyor. Babam da şaşırıyor. Ne arıyorsunuz burada diyor. “Bu çocuk yetenekli, bu çocuğu Ankara’ya gönderin, biz onu okutacağız.” Diyorlar. Tiyatro ile tanışmamız bu şekilde, oradan da konservatuar hayatı… 

Sarıkamış Gençlik Tiyatrosu ile çok oyunlar oynadım, orada 7-8 oyunda rol aldım.  Çocuk tiyatrosu ile asıl tanışmam Ankara’da okurken oldu ve daha sonra Gölcük Tersanesi’nde çalışırken Koceli Bölge Tiyatrosunda Çocuk Tiyatrosu ile de tanışmış oldum.


Kocaeli Bölge Tiyatrosu nasıl kuruldu?


Dönemin valisi Ertuğrul ÜNLÜER başkanlığında, Handan Karaadamın ricası ve ısrarı ile 1979 yılında bir dernek olarak kuruluyor Bölge Tiyatrosu daha önceki yıllarda farklı zamanlarda birkaç kez kurulmuş.

Kentin bir tiyatrosu yok tiyatro yaptırtalım diyorlar. Sakıp SABANCIŞahabettin BİLGİSU  ile o dönemler Kocaeli Sanayi Odası’nın Onursal Başkanı Vali Bey’in amacı bir dernek olarak kurulmak. O yıllarda Sakıp SABANCI Kocaeli’ye hazır gelip gidiyorken Sanayi Odası aracılığıyla bir kültür merkezi yaptırtmak. Sabancı Kültür Merkezi bu girişim sonucunda yapıldı.  

Hemen dernek kuruluyor. İzmit Lisesi Edebiyat Öğretmeni Handan KARAADAM, benim de İzmit’e yerleştikten sonraki tiyatro hocam. Çok emeği vardır. Bu şehirde tiyatro adına nefes alınıp veriliyorsa, bir alkış sesi çıkıyorsa, tiyatro adına 100-200 kişi kadrolu olarak istihdam edilebiliyorsa, bir o kadar da amatör tiyatro ruhen tiyatrodan yararlanıyorsa, tiyatroyla düzenli olarak ilgilenen her insanın Handan KARADAM’a teşekkür borcu var bu şehirde. Handan Hanım’ın attığı temeller olmasaydı şimdi ne Şehir Tiyatrosu vardı, ne Bölge Tiyatrosu, ne onlarca amotör topluluk, ne de üniversitede tiyatro bölümü. Bu gerçekten böyle. Handan Hanım’la beraber Ruşen HAKKI, Ertuğrul KAZANCI, Ali Sait GÜLER, Adnan FİLİZ, Ertuğrul ÜNLÜER, Mehmet Baştürk gibi ilk etapta ismini hatırladıklarım. Ben o yıllarda, Ankarada bazı nedenlerden ötürü konservatuara ara verdim. Özellikle babamın karşı çıkışı nedeniyle ve ısrarı neticesinde, Kars Senatörü Muzaffer ŞAMİLOĞLU ve İzmit Senatörü Turan GÜNEŞ’in yardımı ile Donanma Komutanı İsmail KILKIŞ Paşa’nın huzuruna çıktım. İkinci gün tersanede işe başladım. Babam, rahat bir nefes aldı. Ama ben yıllar sonra bıraktığım yerden yeniden başladım ve Ankara Devlet Konservatuvarı tiyatro bölümünü bitirmeyi başardım

Mehmet SERİMER ve Salih MAT ile, bir gazetede ilan okuduk. Dernek kurulalı birkaç ay olmuş. Gölcük vapuruna atladık, geldik derneğe kayıt olduk ve Handan KARAADAM’ın yanında amotör olarak başladık. Yıl 1979. Sonra işler bozuldu. Toplanıyoruz, kapanıyoruz, taşınıyoruz. Bir müdür değişiyor bizi salondan kovuyor, allahtan yetiştirme yurdu hemen yanımızda sığınıyoruz oraya, öbür müdür geliyor tekrar bizi içeri alıyor. Yorulduk. Dedik ki profesyonel olalım.  Çalıştığımız iş yerlerimizden ayrıldık, Mehmet SERİMER, Salih MAT ve ben, Altınnal Oteli’nde toplandık son yönetim kurulu ile ve genel kurul kararı ile karar aldık profesyonel olarak Kocaeli Bölge Tiyatrosu çatısı altında toplandık.1986’dan beri profesyonel olarak devam ediyoruz…


Çocuk Tiyatrosu Uzmanı ve Çağdaş Drama Derneği Kocaeli Temsilcisisiniz. Özellikle bir eğitimci olarak Yaratıcı Drama’yı eğitimin önemli bir parçası olarak görüyorum. Son yıllarda ülkemizde bu alanda güzel gelişmeler oluyor. Neler söylemek istersiniz bu konuyla ilgili


Yaratıcı Drama Derneği, Prof.Dr. İnci SAN ve Tamer LEVENT tarafından kurulmuş bir dernek. Amacı, yaratıcı dramayı eğitim alanında yaygınlaştırmak ve zorunlu ders olarak müfredata sokmak.Ben derneğimizin eğitmeni ve Kocaeli Temsilcisiyim. 320 saatlik eğitimler veriyoruz. Eğitmen olmak için 320 saatlik eğitimin tamamlanması gerekir, sonra tez yazılması gerekir. Tez, Ankara’ya Derneğe gönderiliyor. Dernek, bir danışman atıyor ve bir de jüri ataması yapıyor. Sonra Milli Eğitim Bakanlığı düzenlediği bir sınav var, o sınav sonrasında sertifikasını alan Eğitmen adayı, artık Yaratıcı Drama Eğitmeni oluyor. Bu bir sanat kurumu veya modeli değil. Bir eğitim modeli ve eğitim aracı aslında.Ama içinde drama sözcüğü geçtiği için tiyatro ile ilişkilendiriliyor. Ülkemizin bir çok kentinde temsilciliği ve şubeleri olan kuruluş.Eğitimin her alanına gönül vermiş akademisyenler tarafından yönetiliyor. Öncelikle öğretmenlerin ve öğretmen yetiştiren okulların sahiplendiği bir dernekte 25 yıldan fazla bir zaman ailemle birlikte gönüllü olarak çalışmaktan dolayı çok mutlu ve huzurluyum.


Türkiye Tiyatrolar Birliği tarafından bu yıl Tiyatroya vermiş olduğunuz emeklerden ötürü Onur Ödülü’ne layık görüldünüz. Pandemi sonrasında açılan sahnelerin mutluluğu ile birlikte böylesi yeniden açılış zamanında böyle bir ödüle layık görülmeniz sizde nasıl bir motivasyon doğurdu?


Büyük bir moral tabii ki. Bu ödülün sorumluluğu da çok fazla. Görüldüğünüz için bir kere mutlu oluyorsunuz… Çünkü biz nasıl olsa kimse görmüyor diye sevdiğimiz işi kendi başımıza derin bir sessizlikle iddiasız sürdürürüz. Birileri demek ki takip ediyor, bu mutluluk verici. Ben onaylandığımı, yönettiğim kuruluşta – Ailem de burada çalışıyor biliyorsunuz.- 12 kişilik bir grubuz, 7/24 şekilde 12 ay burada çalışan bir grubuz. Bu grubun motivasyonu  çok yükseldi. Görülüyoruz demek ki hocam, insanlar bizi onaylıyor ve ödüllendiriyorlar. 

70 yaşından sonra da benim ödül almam ayrıca mutluluk verici. Şu an 72 yaşındayım. Tabii ki çok çok mutlu oldum. O ödülden sonra iki ödül daha aldık. En iyi erkek oyuncu en iyi yeni oyun seçildi jüri tarafından bir oyunumuz.Bu iki  ödülü de Mine ARTU’nun yazdığı “Vasati dört kişi” adlı oyunumuz aldı. Eğer sizin yazıp oynadığınız, benim yönettiğim “Mustafa Kemal’in Neşesi” oyunu da jüri tarafından izlenseydi ya da biz video gönderseydik 2-3 ödül daha alırdık.  Araştırma ödülü, bilinmeyen hikayelerin ortaya çıkarılması ödülü, bir de kaşını gözünü yarmadan milli duygularımızı harekete geçiren harika bir Gazi Mustafa Kemal Atatürk devrimlerinin ve yaşantısının neşeli taraflarını gösteren bir ödül de oradan gelebilirdi. umarım bir jürinin gözüne çarpar ve bir değerlendirme yaparlar. (Burhan Hoca burada çok mütevazi davranıyor, onun şahsıma verdiği cesaret ve özgüven olmasa, Mustafa Kemal için sahnesinin kapılarını ve emeğini ardına kadar ortaya koymasa oyun sadece bir metin olarak kalacaktı.)


Kocaeli Bölge Tiyatrosu’ nun Genel Sanat Yönetmenisiniz. Kocaeli Bölge Tiyatrosu deyince tüm Türkiye’de akla tiyatro festivallerinde göstermiş olduğu performanslar geliyor. Aynı zamanda her yıl Sahnesiz Oyunlar Tiyatro Festivali ve Çocuk Oyuncular Tiyatro Festivali’ nin ev sahipliğini üstleniyorsunuz. Tiyatro Festivalleri ve özelinde ev sahipliğini yaptığınız tiyatro festivalleriyle ilgili neler söylemek istersiniz?


40 yıl önce festivali olmayan bu kentte, tiyatrosu olmayan bu kentte ne yaptıysak şimdi de aynı şeyi yapıyoruz. Diyoruz ki Ey Kocaeli yönetimi, ey Kocaeli’deki küçük burjuva büyük burjuva kocaman zenginler kesimi, bu şehirde festivaller olması lazım. Bakın bizler, bir avuç insan bakın neler yapıyoruz, sizler elinizdeki maddi güçle daha büyüğünü, günlerce sürenlerini yapın istiyoruz. Bu şehirde, bir panayır olsun. Bir festival olsun ,festivaller olduğu zaman insanlar yaşama sevinciyle, yaşama sıkı sıkıya sarılıyor. Binlerce sene önce bağ bozumu şenlikleri yapılmış, Dionysos Şenlikleri yapılmış.  Şaman törenleri yapılmış, toprağa, yemeğe, içmeye,havaya,suya dayalı festivaller yapılmış. Hala Karadeniz’de Hamsi Festivali yapılıyor şehirler köyler festivalden festivale koşuyor. Ey Kocaeli, gözünü aç. Konya’da buğday biçimi, başak festivali yapılıyor. Nar Çiçeği festivali yapılıyor, Portakal Çiçeği festivali yapılıyor ey Kocaeli. Kocaeli gibi tarihi mirası zengin bir şehir çok güzel festivaller hak ediyor. Mücadelemiz bunun için durumdan vazife çıkarıyoruz.


Kocaeli Bölge Tiyatrosu bu yıl hangi oyunlarla sahnede olacak?


Üç tane çocuk oyunumuz var. Bir tanesi Zamanı Gelince, bir tanesi reklamlarla ilgili, Ayşe’nin Reklam Günlüğü, bu yıl yeni yazdığım yarı kukla yarı oyuncularla oynanan Pembe Solucan ile Güneş adlı oyunumuz var. Bu oyunları Kasım ayı itibariyle oynamaya başladık. İzmit Belediye Tiyatrosunda Vasati Dört Kişi ve Örgü Sultan, Buzul Prens, Küsküs Araba devam edecek. Ayrıca Uç uç Böceğim ve Tiyatro Yeniden adlı oyunlar sahnede yerini alacak.


Kocaeli Bölge Tiyatrosu aynı zamanda sanatın pek çok dalında eğitim veren bir eğitim konumu. Burada hangi alanda eğitim alabiliyor kursiyerler?


Sanatın pek çok dalında eğitim vermiyoruz. Sadece tiyatro eğitimi veriyoruz. Broşürlerimizde Dans, Müzik geçiyor ama bunlar tiyatro eğitimi içerisinde tamamlayıcı parça. Yani burada bir dans kursu yok, burada bir müzik kursumuz da yok, kesinlikle.  Tiyatroyu tamamlayan konuşma sesini güçlendirmek için müzik dersimiz var. Dans kursumuz yok ama tiyatro eğitimimizi güçlendirecek, adına da Dans dersi dediğimiz bir Stüdyomuz var.  Bir dans uzmanı da orada hareket dersi veriyor. Agah Hoca mesela, senelerin müzikoloğu, müzisyeni ama ne yapıyor, konuşma sesini solunumdan başlatarak,  ses eğitimi veriyor. Anlaşılmadığı için biz ona “ses” diyemiyoruz. Çok sorular soruluyor. Diğerine de “hareket” diyemiyoruz, tam olarak ne yapıldığı anlaşılamıyor. Tanıtım broşürlerimizde tiyatro kursumuz var diyoruz, altında bir sürü alt başlık yer alıyor, işte onların tamamı kursumuzun içeriğini oluşturuyor. 

Çünkü bir dans okulunun yaptığını biz yapmayız, onlar çok güzel yapıyor. Bir müzik okulunun yaptığını biz yapmayız, onların alanına girmeye, her işi yapmaya hakkımız da yok.  En iyi bildiğimiz işi yapıyoruz. Bizim işimiz tiyatro…

Tiyatro, danstan ve müzikten faydalanıyor. Kocaeli’nin en köklü sanat kurumu olduğumuz için insanlar her türlü kurs vardır diye düşünüyorlar lakin bizim sınırlarımız belli. Herkes kendi akvaryumunda olmalı ama en iyi balık o olmalı diye düşünüyor ve işin ustalarına saygı ve selamlarımızı sunuyoruz.


Kocaeli Bölge Tiyatrosu 45.sanat yılını kutlamaya hazırlanıyor. Bu özel tarih için Bölge Tiyatrosu olarak bir hazırlığınız var mı?


Bizim bir hazırlığımız yok. Bizim bütün derdimiz, Kocaeli’de tiyatroya gönül vermiş, tiyatronun yaşaması için emek vermiş sanatçıları, yöneticileri,ustaları unutmamak unutturmamak. Herkesin çantasına, masasına, kitaplığına bir Kocaeli Tiyatro Tarihi kitabını koymak istiyoruz Gelmiş geçmiş ve halihazırda çalışan bütün tiyatro toplulukları… Sonrasında Kocaeli Bölge Tiyatrosu…

Arşivimizin dijital ortama alınmasını, o kitaptan sonra tertemiz duvarlar kalmasını arzu ediyoruz. Bunun için para lazım, bir de dijital sistemi iyi bilen, arşiv araştırmasını iyi bilen ve editörlüğü bilen gönüllülere ihtiyacımız var. Umarım bu projeye sahip çıkan sponsorlarımız olur. Bu kentte bu duyarlılıkta insanların olduğunu biliyorum, onlara sesleniyorum. Hadi artık çıkın ortaya İşte geldik gidiyoruz. Geç kalmayalım. Buluşalım.

Bunun dışında İzmit Belediyesinde gerçekleştirmeye çalıştığım İlçe Tiyatrosu örnek projesi. Kocaeli’de 12 ilçede olması gereken bir yerleşik tiyatro projesi. Türkiye'nin tiyatro gündemini yerinden oynatacak, sarsacak, şaşırtacak bir proje. Bu konuyu başka bir sohbetimiz de yine tiyatro gazetesi sayfalarında tartışmaya açarak konuşuruz sizinle.


Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken şöyle bir an var gözlerimin önünde. Bir ressam, geçtiğimiz yüzyılda Kocaeli’ye hizmet etmiş isimlerin portrelerini tuvaline aktarmak istese, o resmin içinde muhakkak Burhan AKÇİN’in olacağına inanıyorum. Kocaeli kenti sizin için neler ifade ediyor?


Bir kere Kocaelili olarak bu kentte profesyonel ve amatör tiyatro toplulukları,tiyatro salonları,tiyatro seyircisi ve ödenekli Belediye Şehir Tiyatrosu olduğu için kendimi başarılı buluyorum.  Geçenlerde Sanayi Odası Başkanı’ nın bir röportajına denk geldim, çok üzüldüm.  Daha fazla sanayi tesisi yapmak için bu kentte daha fazla araziye ihtiyacımız var diyor kısaca. Talihsiz bir açıklama. Hayır, bizim daha fazla sanayi tesisine ihtiyacımız yok. Bizim topraklarımızda sanatsal, kültürel alanlara, tesislere, projelere ihtiyaç var. Yaşama sevinci veren ve hayatı güzelleştiren birçok şeye ihtiyacımız var. Parklarda bir heykelimiz bile yok. Şehir merkezimizde 1.5 kilometrelik yürüyüş yolu yapıldı. Yapana teşekkür ediyoruz. Bu yürüyüş yolunda bizlere sevinç veren yeşil alanları, çiçekleri de görmesek, hiçbir şey yok. Neden kültürel sanatsal şeyler düşünülmüyor bilmiyorum. Çok gerideyiz. Bahsettiğiniz resimde ben yerimi alacaksam elimde bir pankart olmalı “ Dur dünya.50 yıl dönme sakın dur. Kocaeli yetişmek istiyor sana.”


Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılından nasıl bir Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhuriyet Tiyatrosu hayaliniz var?


Cumhuriyetin bize neler verdiğini görebilmek için 50 yıl geriye giderek fotoğraflara bakmak lazım. Göreceğiz ki muasır medeniyetler seviyesindeyiz. Bugünün fotoğrafında gerilerde gözüküyoruz. Cumhuriyet devrimleri dejenere edildi, maksatlı olarak yapıldı bu. Hiç kimsenin, ama hiç kimsenin Cumhuriyeti yok etmeye gücü yetmez. Bunu bildikleri için gündelik yaşantımızın normları ile oynamaya başladılar. Giyim kuşam, yazı,dil,takvim,davranış,sosyal yaşam gibi alanlarda proje yıkımlar yaşanıyor. Seküler yaşantımız bilinçli bir şekilde budanıyor, kontrol altında tutularak biçim değiştiriyor. Bu çok tehlikeli bir bozulma, bir karşı devrim başkaldırısı. Cumhuriyet topla tüfekle korunamaz. Cumhuriyet, seküler hayatın bütün unsurları ile, heyecan ve sevinç içinde sürdürülebilmesi ile korunur.

Yaşantının içinde uygarlığı görmek istiyorum. Kabalık, vandallık, bağnazlık ile paramparça ettiğimiz, yırta yırta yaşadığımız gündelik hayatın uygarlık normlarında devam ettirebilmesini istiyorum. Bu mazlum ulusun kaynaşmasını hayal ediyorum. Cumhuriyet devrimlerinin fabrika ayarlarına geri döndürülmesini hayal ediyorum   


Son olarak Tiyatro Gazetesi okurları için neler söylemek istersiniz?

Tiyatro Gazetesi bu ülkede çok önemli bir boşluğu dolduruyor. Tiyatro Gazetesi için üzerimize ne düşüyorsa ne yapılması gerekiyorsa yapmaya hazırız. Türkiye’ nin dört bir tarafındaki tiyatrocuları, birbiriyle buluşturan bu gazetede bana da sayfalarınızı ayırdığınız ve hem izleyicilerimle hem dostlarımla buluşturduğunuz için teşekkür ederim. Bu keyifli sohbetten umarım okurlar memnun kalır, sevgi ve saygılarımla.


bottom of page